GÜNEL AYHAN
Köşe Yazarı
GÜNEL AYHAN
 

"Tüm mutlu olanlar ve tüm acı çekenler için..."

Hazel Gaynor'un "Menekşeler Fısıldarken" kitapından en güzel ve anlamlı alıntılar;   "Tüm mutlu olanlar ve tüm acı çekenler için..." "Âşk için güller. Sadakat için menekşeler. Fedâkarlık için lavanta." "Aynı zamanda sevgi ve umudun gücünü düşündü, kendisine tutunduğu şey de buydu: Sevgi ve umut."  "Çünkü birileri size gülümsediğinde hiçbir şey gözünüze o kadar kötü görünmezdi."  "Yalnızca ben ve Küçük Kardeş... Karanlıkta bekleriz. "Sakın elimi bırakma, Rosie," diye fısıldarım. "Sakın elimi bırakma."  "Her ilişki geçmişin bir parçasını silmektir," diye hatırlattı kendine.  "Söyle bakalım, bu bir son mu yoksa başlangıç mı!"  "Trenlerdeki insanlar genellikle bir seyahetin sonunda eve dönüyor veya yeni bir seyahətin başlangıcında evden ayrılıyor olurlar," diye davam etdi kadın. "Bir insanın evini ne kadar sevdiğinin, seyahetten alacağı zevki etkilediğini düşünüyorum."  "Tilly anılarında o kadar kaybolmuştu ki bir an için nerede olduğunu unutmuşdu."  "Tanrım! Teşekkür ederim. Çok teşekkür ederim. Bu mendili gerçekten çok seviyorum. Kaybetseydim çok üzülürdüm. Belki bu, ikimiz için de en değer verdiğimiz şeylere daha çok dikkat etmemiz gerektiğini hatırlatan bir anı olur."  "Kalp kırıklığı yüzünden öldüğü söyleniyor."  "Parlak maviler, şahane morlar, şeker pembeleri, çilek  kırmızısı, canlı limon yeşili, gün ışığı sarıları, yoğun turuncular ve kremsi vanilya beyazı..."  "Pek fazla bir şey yok ama bana geçmişi hatırlatıyorlar; babamın paltosundan siyah bir düğme, senin bebekken oynadığın tahta bir mandal, yetimhanede yaptığım bir bez bebek ve köşesinde  yoncalar işli olan uğurlu dantel mendil."  "Tilly tesadüfe inanmazdı, gerçeğe ve amaca inanırdı. Her şeyin bir nedeni ve her nedenin bir sebebi vardır."  "Babam başımıza gelen şeylerin talih olduğunu ama arzularımızın kaderimiz olduğunu söylerdi."  "Tilly ancak o zaman gözyaşlarının özgürce akmasına izin verdi. Ancak o zaman etrafına ördüğü duvarın yıkılmasına izin verdi. Artık daha fazla ağlamayacak hale gelene ve menekşe rengi şafak ışığı  odasına süzülüp beraberinde ekim ayını getirene dek ağladı."  "Sanırım hepimiz vedalaşma şansını olmasını isteriz."  "Yutkundu ve ellerini gevşetti, gözlerini kapatarak karanlıkta geçirilen bir hayatı hayal etmeye çalıştı. Bu onu korkuttu."  "Büyük ihtimalle yapılacak en doğru şey budur ama yapılacak en doğru şey her zaman yapılacak en iyi şey olmaz, değil mi?"  "Ve yağmur bizi ruhumuza kadar ıslatmadığı için gerçekten de iyi bir akşam."  "İnancını ne zaman kaybettiğini hatırlamıyordu."  "Tüm mutlu olanlar ve tüm acı çekenler için şarkı söyleyeceğim, aranızda saklanan iyiler ve kötüler için."  "Tanrı gülleri bize haziranda verir ki aralık ayında güzel anılarımız olsun."  "Bir insanın üzerinde, giydiği veya dokunduğu şeylerden çok daha böyük farklılıklar yaratan amaç, güven ve umuttan bahsediyorum."  "Bazen, özellikle ayaklarımız sıcak, karnımız tok ve giysilerimiz temizken geçmişimizi unutmak kolay olsa da geleceğimizi bulmak her zaman o kadar kolay değildir." "Haydi, bu akşam kalbimizdeki imanla evlerimize gidelim ve ne bu akşam ne de başka bir akşam gidecek bir evi olmayanlar için dua edelim."  "Kader denilen şey ne tuhaf," dedi Tilly. "İnsanlarda büyük bir değişikliğe neden oluyor. Diş ağrısı gibi, kayıp bir düğme gibi ya da ayakkabıda açılmış yeni bir delik veya yağmurun art arda dört gün boyunca yağması gibi, önceki gün üzülüp endişelendikleri küçük şeyleri unutturuyor.  Keder tüm bunları alıp götürüyor." Yanağından akan bir damla gözyaşını sildi. "İnsanlar sana geçeceğini söyler. Bir gün uyanıp artık kalbinin ağrımadığı, artık ağlamadığın ama kaybettiğin insanı büyük bir sevgiyle hatırlarken gülümseyeceğin bir günün geleceğini söyler. Böyle bir günün geleceğine asla inanamazsın. Ama gelir, değil mi? Bir şekilde o gün gelir".  "Bütün bunların gerçek olmasını sağlayan adam, birçok kayıp ruha bir hayat vermiş olan adam sonunda kendi savaşını kaybetmişdi."  "Şafak yeni söküyordu, gökyüzü menekşe, lavanta ve çan çiçeği renklerinin tonlarında çizgi çizgi olmuştu."  "Tilly gökyüzünde yükselen parlak güneş küresini izlerken, içi umut ve mutlulukla doldu. Kendini çok uzun süredir kayıp hissediyordu. Artık bulunmuştu."  "Elimi uzattı, dokunuşu ipek gibiydi. Göz kamaştırıcı beyaz bir ışık etrafımızı sardı, hava binlerce çiçeğin kokusuyla zenginleşti; güller, menekşeler, zambaklar ve lavantalar... Elini sıkıca tuttum ve birlikte güzel, tatlı işığa doğru koştuk."  "Burada dinlenirken ve bu sözleri yazarken muhteşem bir tamamlanmışlık, her şeyin yerine oturduğu duygusunu hissediyorum ve merak ediyorum.  Çok yakında, etrafımda yalnızca çoçukların kahkahaları ve beni çağıran şu parlak ışığa taşıyacak denizin sakinliği varken sessizce süzülüp gidebilir miyim diye merak ediyorum."
Ekleme Tarihi: 18 Kasım 2024 - Pazartesi
GÜNEL AYHAN

"Tüm mutlu olanlar ve tüm acı çekenler için..."

Hazel Gaynor'un "Menekşeler Fısıldarken" kitapından en güzel ve anlamlı alıntılar;

 

"Tüm mutlu olanlar ve tüm acı çekenler için..."

"Âşk için güller. Sadakat için menekşeler. Fedâkarlık için lavanta."

"Aynı zamanda sevgi ve umudun gücünü düşündü, kendisine tutunduğu şey de buydu: Sevgi ve umut."

 "Çünkü birileri size gülümsediğinde hiçbir şey gözünüze o kadar kötü görünmezdi."

 "Yalnızca ben ve Küçük Kardeş... Karanlıkta bekleriz. "Sakın elimi bırakma, Rosie," diye fısıldarım. "Sakın elimi bırakma."

 "Her ilişki geçmişin bir parçasını silmektir," diye hatırlattı kendine.

 "Söyle bakalım, bu bir son mu yoksa başlangıç mı!"

 "Trenlerdeki insanlar genellikle bir seyahetin sonunda eve dönüyor veya yeni bir seyahətin başlangıcında evden ayrılıyor olurlar," diye davam etdi kadın. "Bir insanın evini ne kadar sevdiğinin, seyahetten alacağı zevki etkilediğini düşünüyorum."

 "Tilly anılarında o kadar kaybolmuştu ki bir an için nerede olduğunu unutmuşdu."

 "Tanrım! Teşekkür ederim. Çok teşekkür ederim. Bu mendili gerçekten çok seviyorum. Kaybetseydim çok üzülürdüm. Belki bu, ikimiz için de en değer verdiğimiz şeylere daha çok dikkat etmemiz gerektiğini hatırlatan bir anı olur."

 "Kalp kırıklığı yüzünden öldüğü söyleniyor."

 "Parlak maviler, şahane morlar, şeker pembeleri, çilek  kırmızısı, canlı limon yeşili, gün ışığı sarıları, yoğun turuncular ve kremsi vanilya beyazı..."

 "Pek fazla bir şey yok ama bana geçmişi hatırlatıyorlar; babamın paltosundan siyah bir düğme, senin bebekken oynadığın tahta bir mandal, yetimhanede yaptığım bir bez bebek ve köşesinde  yoncalar işli olan uğurlu dantel mendil."

 "Tilly tesadüfe inanmazdı, gerçeğe ve amaca inanırdı. Her şeyin bir nedeni ve her nedenin bir sebebi vardır."

 "Babam başımıza gelen şeylerin talih olduğunu ama arzularımızın kaderimiz olduğunu söylerdi."

 "Tilly ancak o zaman gözyaşlarının özgürce akmasına izin verdi. Ancak o zaman etrafına ördüğü duvarın yıkılmasına izin verdi. Artık daha fazla ağlamayacak hale gelene ve menekşe rengi şafak ışığı  odasına süzülüp beraberinde ekim ayını getirene dek ağladı."

 "Sanırım hepimiz vedalaşma şansını olmasını isteriz."

 "Yutkundu ve ellerini gevşetti, gözlerini kapatarak karanlıkta geçirilen bir hayatı hayal etmeye çalıştı. Bu onu korkuttu."

 "Büyük ihtimalle yapılacak en doğru şey budur ama yapılacak en doğru şey her zaman yapılacak en iyi şey olmaz, değil mi?"

 "Ve yağmur bizi ruhumuza kadar ıslatmadığı için gerçekten de iyi bir akşam."

 "İnancını ne zaman kaybettiğini hatırlamıyordu."

 "Tüm mutlu olanlar ve tüm acı çekenler için şarkı söyleyeceğim, aranızda saklanan iyiler ve kötüler için."

 "Tanrı gülleri bize haziranda verir ki aralık ayında güzel anılarımız olsun."

 "Bir insanın üzerinde, giydiği veya dokunduğu şeylerden çok daha böyük farklılıklar yaratan amaç, güven ve umuttan bahsediyorum."

 "Bazen, özellikle ayaklarımız sıcak, karnımız tok ve giysilerimiz temizken geçmişimizi unutmak kolay olsa da geleceğimizi bulmak her zaman o kadar kolay değildir."

"Haydi, bu akşam kalbimizdeki imanla evlerimize gidelim ve ne bu akşam ne de başka bir akşam gidecek bir evi olmayanlar için dua edelim."

 "Kader denilen şey ne tuhaf," dedi Tilly. "İnsanlarda büyük bir değişikliğe neden oluyor. Diş ağrısı gibi, kayıp bir düğme gibi ya da ayakkabıda açılmış yeni bir delik veya yağmurun art arda dört gün boyunca yağması gibi, önceki gün üzülüp endişelendikleri küçük şeyleri unutturuyor.

 Keder tüm bunları alıp götürüyor." Yanağından akan bir damla gözyaşını sildi. "İnsanlar sana geçeceğini söyler. Bir gün uyanıp artık kalbinin ağrımadığı, artık ağlamadığın ama kaybettiğin insanı büyük bir sevgiyle hatırlarken gülümseyeceğin bir günün geleceğini söyler. Böyle bir günün geleceğine asla inanamazsın. Ama gelir, değil mi? Bir şekilde o gün gelir".

 "Bütün bunların gerçek olmasını sağlayan adam, birçok kayıp ruha bir hayat vermiş olan adam sonunda kendi savaşını kaybetmişdi."

 "Şafak yeni söküyordu, gökyüzü menekşe, lavanta ve çan çiçeği renklerinin tonlarında çizgi çizgi olmuştu."

 "Tilly gökyüzünde yükselen parlak güneş küresini izlerken, içi umut ve mutlulukla doldu. Kendini çok uzun süredir kayıp hissediyordu. Artık bulunmuştu."

 "Elimi uzattı, dokunuşu ipek gibiydi. Göz kamaştırıcı beyaz bir ışık etrafımızı sardı, hava binlerce çiçeğin kokusuyla zenginleşti; güller, menekşeler, zambaklar ve lavantalar...
Elini sıkıca tuttum ve birlikte güzel, tatlı işığa doğru koştuk."

 "Burada dinlenirken ve bu sözleri yazarken muhteşem bir tamamlanmışlık, her şeyin yerine oturduğu duygusunu hissediyorum ve merak ediyorum. 

Çok yakında, etrafımda yalnızca çoçukların kahkahaları ve beni çağıran şu parlak ışığa taşıyacak denizin sakinliği varken sessizce süzülüp gidebilir miyim diye merak ediyorum."

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sondakikagazetem.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.