Metabolik sendrom; obezite, insülin direnci, yüksek tansiyon, yüksek trigliserit ve düşük HDL (iyi kolesterol) ile karakterizedir.
Genetik, yaş, cinsiyet, sigara içmek, sağlıksız beslenmek, fiziksel aktiviteden uzak durmak gibi faktörler metabolik sendrom riskini arttırır. Bu risk faktörlerinin kontrolü, metabolik sendromun sebep olduğu ölüm oranının azaltılmasını sağlayacaktır.
Sigarayı bırakma, fiziksel aktiviteyi arttırma veya normal vücut ağırlığını koruma gibi yaşam tarzı değişiklikleri bu riski düşürecektir.
Özellikle obezite açısından diyet değişikliği günden güne önemli bir değiştirilebilir faktör haline gelmiştir. IF diyeti, yani aralıklı oruç obezite ve metabolik sendrom tedavisinde kullanılabilir bir diyet modelidir.
Yetersiz beslenmeye yol açmayacak şekilde kalori alımının azaltılması ve az kalorili veya hiç kalori tüketmeden belirli zaman dilimlerini (14-18 saat gibi) hedefleyen yeme düzenlerini ifade eder.
İyi planlanmış bir IF diyeti, sirkadiyen ritmin korunmasına, metabolik süreçlerin düzenlenmesine ve vücut yağ oranının düşmesine yardımcı olmaktadır.
Fakat iyi planlanmamış bir IF diyetinde kan şekerinin düşmesi, baş dönmesi, kas kaybı ve güçsüzlük görülebilir.
Bu nedenle kalıcı bir yaşam tarzı değişikliği yerine kısa vadede IF diyeti uygulamak olumlu sonuçlara yol açacaktır.