Son yıllarda, özellikle sosyal medyanın etkisiyle "pozitif düşün", "her şey yoluna girecek", "good vibes only" gibi sloganlar oldukça yaygınlaşmış durumda.
Hayatın zorluklarıyla başa çıkmada pozitif kalmanın ve olumlu düşünmenin önemi bir etkisi vardır fakat aşırıya kaçtığı durumlarda birey için zararlı bir hal alır.
Toksik pozitiflik, karşılaştığımız yaşam olaylarına sürekli olarak ‘iyi’ veya ‘pozitif’ bakma halidir.
Bu durum, olumsuz duygulara yer olmadığı inancıyla birlikte gelir.
Dolayısıyla kişilerde negatif duyguları yaşamak için alan açmamaya ve sürekli olarak olumlu duygulara sahip olma çabasına neden olur.
Toksik pozitiflik, aslında gerçekçi olmayan bir beklentidir.
Her insanın hayatında iniş çıkışlar olur ve olumsuz duygular yaşamak tamamen doğaldır.
Bu duyguları bastırmak veya görmezden gelmek başta yardımcı bir yaklaşım gibi görünebilir.
Ancak onlarla yüzleşmek ve sağlıklı bir şekilde başa çıkmak doğal sürecin bir parçasıdır.
Olumsuz duyguların reddedilmesi zaman içersinde duygusal tükenmişliğe ve içsel çatışmalara neden olabilir.
Toksik Pozitifliğin Zararları Nedir?
Duygusal Tükenme Hali: Sürekli olumlu görünmeye çalışmak, bireyleri duygusal olarak tüketir.
İletişim ve İlişki Kurma Zorlukları: Toksik pozitiflik, gerçek duyguları ifade etmeyi zorlaştırır ve buna bağlı olarak ilişkilerde samimiyeti azaltır.
İyileştirme Sürecini Geciktirme: Toksik pozitiflik, zorluklar ve travmalarla başa çıkmayı engeller.
Bir kişi, yaşadığı travmanın ya da sıkıntının üstünü pozitif düşüncelerle örtmeye çalıştığında, gerçek iyileşme süreci sekteye uğrayabilir.
Duygusal iyileşme zaman alan bir süreçtir.
Empatiyi Zayıflatma: Bu durum, diğer kişilerin duygularını küçümseme riski de taşıyabilir.
Birinin duygusal olarak zorlandığı bir durumda, ona “bunu atlatacaksın” veya “şükret, daha kötüleri var” gibi bir yaklaşım, o kişinin hislerini geçersiz kılar.
Sorun Çözme Becerilerinin Zayıflaması: Sorunları görmezden gelmek, çözüm üretme becerisini engeller.
Psikolojik Sorunlara Yol Açma: Anksiyete, depresyon gibi psikolojik sorunların ortaya çıkmasına veya mevcut sorunların şiddetlenmesine neden olabilir.
Peki, toksik pozitifliği önlemek için ne yapmalıyız?
Gerçekçi bir iyimserlik, zorluklar karşısında bile kişiyi güçlü tutar, fakat bu, duygusal gerçekliği kabullenmeden ve iyileşme sürecine saygı duymadan gerçekleşmez.
Duygularımızı kabul etmek, her duygunun geçici olduğunu ve yaşanılması gerektiğini fark etmek en temel adımdır.
Bir diğer önemli nokta problemi çözmeye odaklanmaktır.
Sorunları görmezden gelmek veya sadece pozitif olmak yerine yaşanan problem karşısında neler yapabileceğimizi fark etmek oldukça önemlidir.
Kendinize, hobilerinize zaman ayırarak stresle baş etme becerilerinizi geliştirmeniz, yaşadığınız olumsuz deneyimleri değerlendirmenizde size destek sağlayabilir.
Ayrıyeten zor zamanlarda sevdiklerinizden veya bir uzmandan destek alabilirsiniz.
Olumlu düşünmek önemlidir, ancak duyguları bastırmadan ve gerçekliği reddetmeden bunu yapmak, daha sağlıklı bir duygusal yaşamın anahtarıdır.
Gerçek bir duygusal iyileşme ve sağlıklı ilişkiler için, her duygunun değerli olduğu kabul etmemiz gerekir.