"Yarın başlarım," "Şimdi zamanı değil," ya da "Önce bir kahve içeyim," gibi cümleler kulağımıza tanıdık gelebilir.
Erteleme, birçok kişinin gündelik hayatta karşılaştığı, belli bir zamandan itibaren yerini alışkanlığa bırakan bir durumdur.
Bu durum bazen bir molaya ihtiyaç duyduğumuzda ya da yapılması gereken işi gözümüzde büyüttüğümüzde ortaya çıkan bir davranış olabilir.
Ancak bazı durumlarda ise ‘’Sonra yaparım’’ gibi düşüncelerle gelişip belli bir zaman içerisinde yapılması gereken işin son aşamaya kadar ertelenmesi bir döngü oluşturur.
Bu döngü beraberinde stresi ve suçluluk duygusunu getirebilir.
Bu yazımızda erteleme davranışının ardında oluşan karmaşık süreçleri ve başetme yöntemlerini inceleyeceğiz.
Korkularımızla yüzleşme endişesi bu sebeplerin başında geliyor olabilir.
Örnek olarak, yeni bir projeye başlarken "Ya başaramazsam?" veya "Ya hata yaparsam?" gibi endişeli düşünceler devreye girer.
Bu tür endişeler bizim için ciddi bir engel oluşturur.
Beynimiz, başarısızlık ihtimali karşısında duraksar ve bizi güvenli alanımızda kalmaya teşvik eder. Sonuç olarak, hata yapma korkusu, kendimizi koruma çabasına girmemize ve bu da harekete geçme isteğimizin körelmesine sebep olur.
Mükemmeliyetçilik, erteleme döngüsünün bir diğer önemli açıklamasıdır.
"Ya kusurlu olursa?" veya "En iyi performansımı göstermezsem ne olur?" gibi düşünceler, erteleme davranışını tetikler.
Mükemmeliyetçi bireyler, mükemmel olmayacak bir işin hiç var olmamasının daha iyi olacağını düşünebilir.
Bu durumların dışında kişilerin motivasyon eksikliği yaşaması da erteleme davranışına neden olacak bir diğer etkendir.
Motivasyon, bizi bir hedefe doğru harekete geçiren itici güçtür ve bu güç eksik olduğunda, kişi kendini görevlerine başlamakta veya onları sürdürmekte zorlanırken bulabilir.
Ertelemenin kararsızlıkla da yakından ilgisi vardır.
Eğer karar almakta zorlanan, tercih yapmakta sıkıntı yaşayan bir yapıdaysak, kendimizi ertelemenin daha iyi olduğuna inandırabiliriz.
Tüm bu sebepler erteleme davranışının altında yatan etmenlerden olabilir.
Erteleme döngüsünü kırmak her zaman kolay olmayabilir, ancak uygulanacak bazı adımlar bu süreci kolaylaştıracaktır.
Erteleme ile başa çıkmak ve harekete geçmek için bazı etkili öneriler şu şekildedir:
İki Dakika Kuralını Uygulayın: Eğer bir işi yapmak iki dakikadan kısa sürecekse, onu hemen yapın.
Büyük bir projeye başlamadan önce yalnızca iki dakikalığına o işe odaklanmayı deneyin.
Bu teknik, işe başlamanın getirdiği “ilk adım” engelini ortadan kaldırarak sürece adım atmanızı sağlar.
Görevleri Parçalara Ayırın: Büyük işler göz korkutucu olabilir.
Bu sebeple işlerinizi daha küçük ve ulaşılabilir parçalara ayırmak, erteleme davranışınızı azaltmaya yarar.
Her küçük parçayı tamamladığınızda, beyninizde tatmin duygusu oluşur ve bu da sizi bir sonraki adıma geçmek için motive eder.
Kendi Kendinizi Ödüllendirin: Bir işin sonunda kendinize vereceğiniz küçük ödüller belirleyin.
Örneğin, belirli bir aşamayı tamamladıktan sonra sevdiğiniz bir kahveyi içmek ya da kısa bir mola vermek gibi küçük ödüller, sizi motive eder ve beyninizi ödüllendirme döngüsüne alıştırır.
Kendinize Gerçekçi Hedefler Koyun: Erteleme, gerçekçi olmayan hedeflerden de kaynaklanır.
Hedeflerinizi daha ulaşılabilir ve somut hale getirerek işe başlama motivasyonunuzu artırabilirsiniz.
Erteleme, hepimizin zaman zaman yaşadığı bir zorluktur, ancak bunun farkında olarak harekete geçmek mümkündür.
Kendimize karşı daha şefkatli olarak küçük adımlar atmak, mükemmeliyetçilikten uzaklaşmak ve her küçük adımın önemini bilmek erteleme döngüsünü kırmamıza yardımcı olabilir.