Hepimiz hayatımızda zor günler geçiririz.
İşlerin yolunda gitmediği, stresin arttığı ve belki de bir noktada gözyaşlarına hakim olamadığımız anlar...
İşte tam da bu anlarda en çok ihtiyaç duyduğumuz şey, çevremizden gelecek küçük bir destek ya da anlayışlı bir sözdür.
Ancak ne yazık ki, bazen beklediğimiz bu destek yerine bizi daha da derinden etkileyen, içimizi kapatan tepkilerle karşılaşabiliyoruz.
Şöyle bir durumu gözünüzde canlandırın: Zor bir gün geçirmişsiniz ve ağlamaya başlamışsınız. Yanınıza bir arkadaşınız geliyor.
Bir an için sizi sakinleştireceğini, destek olacağını düşünüyorsunuz. Ama beklediğinizin aksine, size şu sözleri söylüyor:
"Yeter artık, ağlamanı dinlemek istemiyorum."
Bu basit ama sert tepki, size nasıl hissettirirdi? Daha da yalnız, daha da anlaşılamamış ve değersiz hissetmez miydiniz?
Zor bir anınızda duygularınızın böylesine göz ardı edilmesi, kendinizi dışlanmış hissetmenize yol açardı. Bu, sadece yetişkinlerin yaşadığı bir durum değil.
Çocuklar da benzer duygular yaşıyor.
Çocuklar, tıpkı biz yetişkinler gibi, bazen kötü günler geçirir. Hayal kırıklığı yaşarlar, üzülürler, korkarlar.
Ancak çocuklar, duygularını ifade etme konusunda bizden farklıdır. Ağlamak, onların hislerini ifade etme yollarından biridir.
O anda, duygularını yaşarken en çok ihtiyaç duydukları şey, anlayış ve destektir.
Ancak, ne yazık ki çocuklar da zaman zaman aynı sert tepkilerle karşılaşabiliyor:
"Sus artık, ağlamanı dinlemek istemiyorum."
Bu tür bir tepki, çocukların iç dünyasında derin izler bırakabilir. Anlaşılmadıklarını hissettikleri her an, duygusal dünyalarına bir duvar daha örerler.
Zamanla, kendilerini ifade etmekten kaçınabilirler ve duygusal ihtiyaçlarını saklamaya başlayabilirler.
Oysa duygusal gelişimlerinin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi için, çocukların duygularının anlaşılması ve saygı görmesi gerekir.
Peki, biz yetişkinler olarak bu durumda ne yapmalıyız?
Çocukları susturmak yerine dinlemek zorundayız. Çünkü bazen bir çocuğun ihtiyacı olan tek şey, "Yanındayım" demektir.
Onlara empatiyle yaklaşmak, onların duygusal dünyasında büyük farklar yaratabilir.
Çocuklara her an destek olamayabiliriz, ancak onlara saygıyla yaklaşarak duygularının geçerli olduğunu hissettirmek bile çok önemlidir.
Çünkü, çocuklar büyüdüklerinde, nasıl karşılandıklarını, nasıl anlaşıldıklarını hatırlayacaklardır.
Ve bu, onların duygusal dayanıklılığı ve özgüveni üzerinde büyük bir etkiye sahip olacaktır.
Unutmayalım ki, bir çocuğun gözyaşlarını susturmak, onun iç dünyasını kapatmak demektir.
Dinlemek ve anlamaya çalışmak ise ona hayat boyu sürecek bir güven ve sevgi bağı inşa etmenin ilk adımıdır.