Uzman Klinik Psikolog Sevdenur Yıldırım
Köşe Yazarı
Uzman Klinik Psikolog Sevdenur Yıldırım
 

Çekirdek Aile..

Herkese merhabalar,  Bugün sizlere yine günümüz toplumunda önemli olan bir konuyu ele almak istiyorum.  Hatta git gide önemini arttırdığını söyleyebiliriz.  Çünkü burada kurulamayan dengeler çiftler arasında ciddi anlamda problemlere sebep olmaktadır.  Bu problemler çoğaldıkça ve çözümlenmedikçe çiftlerin birbirlerinden uzaklaştığını ve hatta boşandığını görüyoruz.  Çekirdek aileyi eşiniz ve çocuklarınız oluşturmaktadır. Bu bireylerin dışında kalan hiç kimse çekirdek ailenin parçası olamaz, olmamalıdır. Bu noktayı bir fanus örneği ile ele alabiliriz.  Evliliği bir fanus gibi düşünelim. Çiftler evlendikten sonra bir fanusun içine yerleşir. Zamanla doğan çocuk veya çocuklar bu fanustaki kişi sayısını arttırır.  En sonunda fanusun kapağı kapanır ve başka kimsenin girmesine izin verilmez. Anneniz, babanız, kardeşleriniz vb. herkes bu fanusun dışında kalmalıdır.  Bunu başarmak kadın ve erkeğin sorumluluğudur. Eğer bunu başarmak için istekli ve istikrarlı olurlarsa başarabilirler.  Burada fanusa dahil etmediğiniz kişilerden tepki alabilirsiniz (normalde gösterilmemesi gereken bir tepkidir fakat olabilir).  Size küsebilirler ve kendinizi suçlu hissetmenize sebep olabilirler.  Bu durumu uygun ve anlaşılabilir bir dil ile söyleyip onları ikna etmekte sizin görevinizdir.  Bir süre sonra alıştıklarını görecek ve sınırlarınızı koruduğunuz için kendinizi iyi hissedeceksiniz. Aynı zamanda eşinizle ilişkinizi güçlendirdiğinizi fark edeceksiniz.  Bu durum karı koca olarak birbirinize değer verdiğinizin de bir göstergesi olacaktır.  Birbirine değer veren bir anne babaya sahip olan çocukların gelişimi de olumlu etkilenecektir. Görüldüğü üzere korunabilen sınırlar tüm aileyi olumlu yönde etkilemektedir.  Ne yazık ki evli olan bireyler çekirdek aileleri ve doğup büyüdükleri aileleri arasında denge kuramamaktadırlar. Tabi ki bunu her çift için genellemek doğru olmaz.  Başarabilen çiftlerde mutlaka vardır. Uzunca yıldır evliliği olan çiftlerin bile bu konuda başarısız olduğunu görebiliriz.  Burada evliliğin kısa veya uzun sürmesi önemli değildir, çekirdek aileyi 1.sıraya koymaları ve ona göre adım atmaları önemlidir.  Tüm bunları yazarken şu noktaya bir açıklık getirmek istiyorum. Çekirdek aileyi ön plana koyalım derken doğup-büyüdüğünüz aileyi yok saymaktan, hayatınızdan çıkartmaktan ve onlarla iletişimi kesmekten bahsetmiyoruz.  Sanırım bu konuda en çok yanlış anlaşılan şey budur. Tabi ki annemiz, babamız, kardeşlerimiz, teyzemiz, amcamız vb. akrabalarımız hayatımızda olacak, olmalıdır. İnsan evlendiği için ailesini yok saymamalı, onlardan vazgeçmemelidir ama sınırı korumalıdır.  Annemiz hayatımızda çok önemli bir yere sahiptir. Anne ve evlat arasında bazı sorumluluklar bulunur.  Bunlardan vazgeçmekten bahsetmiyoruz. Eşinize eşiniz olduğu için, annenize de anneniz olduğu için değer vermekten bahsediyoruz. Burada sınırı koymak mümkündür.  Her iki tarafın gönlünü yapmak sizin görevinizdir.  Bu da evliliğin insana sunmuş olduğu ayrı bir sorumluluktur.  Tüm bunlar başarılı bir şekilde yapılabildiğinde evliliklerin daha doyum verici olduğunu görebileceğiz.  Evliliğiniz 30 yıldır sürüyor olabilir ama doyum vermiyor da olabilir.  Belki de neden doyum vermediğine dönüp bir bakmak ve çözümlerini aramak gerekiyor.  Yıllardır çözülemeyen problemlerde üstünüze düşen sorumluluğu fark etmeniz gerekiyor olabilir.  Her iki tarafta üzerine düşen sorumluluğu kabul etmeli ve ona göre hareket etmelidir.  Bunu başarabildiğinizde evliliğinizdeki çatışmaların azaldığını göreceksiniz.  Umarım başarabiliriz… Okuduğunuz için teşekkür ederim. Hoş çakalın, sağlıcakla kalın… 
Ekleme Tarihi: 16 Eylül 2024 - Pazartesi
Uzman Klinik Psikolog Sevdenur Yıldırım

Çekirdek Aile..

Herkese merhabalar, 
Bugün sizlere yine günümüz toplumunda önemli olan bir konuyu ele almak istiyorum.

 Hatta git gide önemini arttırdığını söyleyebiliriz. 

Çünkü burada kurulamayan dengeler çiftler arasında ciddi anlamda problemlere sebep olmaktadır. 

Bu problemler çoğaldıkça ve çözümlenmedikçe çiftlerin birbirlerinden uzaklaştığını ve hatta boşandığını görüyoruz. 

Çekirdek aileyi eşiniz ve çocuklarınız oluşturmaktadır. Bu bireylerin dışında kalan hiç kimse çekirdek ailenin parçası olamaz, olmamalıdır. Bu noktayı bir fanus örneği ile ele alabiliriz. 

Evliliği bir fanus gibi düşünelim. Çiftler evlendikten sonra bir fanusun içine yerleşir. Zamanla doğan çocuk veya çocuklar bu fanustaki kişi sayısını arttırır. 

En sonunda fanusun kapağı kapanır ve başka kimsenin girmesine izin verilmez. Anneniz, babanız, kardeşleriniz vb. herkes bu fanusun dışında kalmalıdır. 

Bunu başarmak kadın ve erkeğin sorumluluğudur. Eğer bunu başarmak için istekli ve istikrarlı olurlarsa başarabilirler. 

Burada fanusa dahil etmediğiniz kişilerden tepki alabilirsiniz (normalde gösterilmemesi gereken bir tepkidir fakat olabilir).

 Size küsebilirler ve kendinizi suçlu hissetmenize sebep olabilirler.  Bu durumu uygun ve anlaşılabilir bir dil ile söyleyip onları ikna etmekte sizin görevinizdir. 

Bir süre sonra alıştıklarını görecek ve sınırlarınızı koruduğunuz için kendinizi iyi hissedeceksiniz. Aynı zamanda eşinizle ilişkinizi güçlendirdiğinizi fark edeceksiniz. 

Bu durum karı koca olarak birbirinize değer verdiğinizin de bir göstergesi olacaktır. 

Birbirine değer veren bir anne babaya sahip olan çocukların gelişimi de olumlu etkilenecektir. Görüldüğü üzere korunabilen sınırlar tüm aileyi olumlu yönde etkilemektedir. 

Ne yazık ki evli olan bireyler çekirdek aileleri ve doğup büyüdükleri aileleri arasında denge kuramamaktadırlar. Tabi ki bunu her çift için genellemek doğru olmaz. 

Başarabilen çiftlerde mutlaka vardır. Uzunca yıldır evliliği olan çiftlerin bile bu konuda başarısız olduğunu görebiliriz. 

Burada evliliğin kısa veya uzun sürmesi önemli değildir, çekirdek aileyi 1.sıraya koymaları ve ona göre adım atmaları önemlidir. 

Tüm bunları yazarken şu noktaya bir açıklık getirmek istiyorum. Çekirdek aileyi ön plana koyalım derken doğup-büyüdüğünüz aileyi yok saymaktan, hayatınızdan çıkartmaktan ve onlarla iletişimi kesmekten bahsetmiyoruz. 

Sanırım bu konuda en çok yanlış anlaşılan şey budur. Tabi ki annemiz, babamız, kardeşlerimiz, teyzemiz, amcamız vb. akrabalarımız hayatımızda olacak, olmalıdır. İnsan evlendiği için ailesini yok saymamalı, onlardan vazgeçmemelidir ama sınırı korumalıdır. 

Annemiz hayatımızda çok önemli bir yere sahiptir. Anne ve evlat arasında bazı sorumluluklar bulunur.

 Bunlardan vazgeçmekten bahsetmiyoruz. Eşinize eşiniz olduğu için, annenize de anneniz olduğu için değer vermekten bahsediyoruz. Burada sınırı koymak mümkündür.

 Her iki tarafın gönlünü yapmak sizin görevinizdir.

 Bu da evliliğin insana sunmuş olduğu ayrı bir sorumluluktur. 

Tüm bunlar başarılı bir şekilde yapılabildiğinde evliliklerin daha doyum verici olduğunu görebileceğiz.

 Evliliğiniz 30 yıldır sürüyor olabilir ama doyum vermiyor da olabilir. 

Belki de neden doyum vermediğine dönüp bir bakmak ve çözümlerini aramak gerekiyor. 

Yıllardır çözülemeyen problemlerde üstünüze düşen sorumluluğu fark etmeniz gerekiyor olabilir. 

Her iki tarafta üzerine düşen sorumluluğu kabul etmeli ve ona göre hareket etmelidir. 

Bunu başarabildiğinizde evliliğinizdeki çatışmaların azaldığını göreceksiniz. 
Umarım başarabiliriz…

Okuduğunuz için teşekkür ederim.
Hoş çakalın, sağlıcakla kalın… 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sondakikagazetem.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.