Düşüncelerimizin hayatımıza olan etkisi çok fazladır.  Burada düşüncelerimizi olumlu ve olumsuz olarak 2’ye ayırıyorum. Olumlu düşünceler, bizim yaşantımızın, çevreye olan bakış açımızın, insanlarla olan iletişimimizin, iş hayatımızdaki ilerlemenin vs. daha sağlıklı olmasında önemli bir rol oynar.  Düşüncelerimiz, davranışlarımızı da etkiler. Bu yüzden, olumlu düşünürsek davranışlarımız da ister istemez olumlu yönden etkilenmiş olur.  Hayatta her şey yolunda maalesef gitmeyebilir. Bazı aksilikler üst üste gelebilir.  Belki de geçmişte yaşadığımız kötü olayları unutamayabiliriz.  Ama biz geçmişteki o kötü olaylarla yaşarsak, yolunda gitmeyen olayların etkisinden çıkamazsak, aksilikler üst üste geldiğinde neden hep bunlar benim başıma geliyor vs. dersek olumsuz düşünceleri devreye sokarız.  Bu olumsuz düşüncelerle hayatımıza devam edersek insan ilişkilerimiz dahil hayatımızdaki birçok konu olumsuzluğa doğru evrilir.  Eğer olumsuz düşüncelere sahipsek; sağlıksız bir iletişim, çökkün ruh hali, depresif hareketler, özgüven eksikliği, düşük öz sevgi, insan ilişkilerinde problemler, tahammül seviyemizde azalma, öfke gibi birçok konu ve duygudurumu hayatımızı ele geçirir.  Peki bunun bize bir faydası var mı? Hayır. Tam tersi zarar üstüne zarar.  Evet bazen olayların içinden çıkamayabiliyoruz.  Ama yaşadığımız her olaydan bir ders çıkarmak da bizim elimizde.  Hayatınızda kötü giden bir olayı düşünün.  Çok ekstra bir olay değilse, o olayın elbet ki olumlu yönünden bakabileceğimiz bir kısmı vardır.  O olayın bize kattığı bir şey vardır.  Yaşadığımız olaylardan ders çıkarmak, o hatayı bir daha yapmamak vs. bunlarda aslında olaylara olumlu yönden bakabilmektir.  Biz hayatımızda olumlu düşünceyi ön planda tutarsak, hayatımızın da ilerleyen süreçlerinde o olumluluklarla karşılaşacağız.  Hayatta inişli çıkışlı süreçler elbette olacaktır.  Bir sokağın yolunu düşünün. O yol bile dümdüz değildir. İllaki bir çukur, bir çıkıntı ya da bir taş vardır.  Hayatımızda aslında böyledir. Her şey güzel giderken bir anda kötü bir olay yaşamak da kendi ellerimizle yaptığımız yolun taşına takılıp düşmek gibi bir durumdur.  Önemli olan bu taşı kenara çekip, böyle şeyler olabilir, bu olayı nasıl çözebilirim deyip düştüğümüz yerden kalkmaktır.  Ama eğer biz o taşı kenara çekmeyip, cebimize koyarak düştüğümüz yerden kalkarsak, o taştan yani o olaydan bir ders çıkarmazsak ve etkisinde kalırsak daha fazla taşa takılırız.  Bu da peşi sıra gelen olumsuzluklara sebebiyet verir. Çocuklukta yaşadığınız eleştiriler, kıyaslamalar, baskılardan dolayı olumsuzluklar bedeninizi ele geçirmiş olabilir.  Ama şunu hiçbir zaman unutmayın.  Geçmiş geçmişte kaldı.  Çocukken yaşadığımız olayları kabul etmek, ebeveynlerimizi affetmek, bu süreci daha sağlıklı ilerletmek için terapiye gitmek, olumsuzlukları bir kenara bırakıp olumlu olay ya da düşüncelere odaklanmak tamamıyla bizim elimizde.  Nasıl kendi isteğimizle kilo alıp verebiliyorsak, spora, işe, arkadaşlarla buluşmaya, uyumaya, yemek yemeye vs. yine siz isterseniz ve kendinize inanırsanız olumsuz düşünceleri olumlu düşüncelere çevirebilirsiniz.  Bu süreçte zaman ve sabır çok önemlidir! Ara ara olumsuz düşünceler bizi yine ele geçirebilir ama önemli olan olumsuz düşüncenin hemen arkasına onun olumlu cümlesini söylemektir.  Daha sonrasında yavaş yavaş bilinçaltımıza olumlu cümleler yerleşecektir.  Bu süreçte bir de duygularımızı bastırmadan hareket etmek önemlidir.  Kötü bir olay yaşadığınızda, hissettiğiniz o duyguyu o an yaşamalısınız.  Eğer o an duygularımızı bastırırsak ilerleyen zamanlarda bambaşka bir şekilde karşımıza çıkabilir.  Bu da olumsuzlukları mıknatıs gibi kendimize çekmemiz anlamına gelir.    Olumlu düşüncelere sahip olan kişiler daha mutlu, çözüm odaklı, alternatif fikirlere sahip, iletişim becerisi yüksek, insan ilişkilerinde daha aktif, sosyal becerisi yüksek, iş hayatında daha verimli, ruhsal ve fiziksel olarak daha sağlıklı, pozitif kişilerdir.  Şimdi biraz düşünmenizi istiyorum.  Hayatınızda olumlu düşünceler mi daha fazla yoksa olumsuz düşünceler mi? Eğer olumsuz düşünceler daha baskınsa bunu değiştirmeyi hiç düşündünüz mü? Eğer cevabınız evet ise başlamak için neyi bekliyorsunuz?  Siz isterseniz yapamayacağınız hiçbir şey yoktur!!!