Yeterince iyi olmak kavramını İngiliz psikanalist Winicottsayesinde kazandık. Winicott’a göre annenin biraz eksik olması gerekir. Yeterince iyi olan anne, çocuğun tüm isteklerini karşılayan anne değil, çocuğunu yeterli ve tutarlı yoksunluklara maruz bırakabilen annedir.
Neden mükemmellik değil?
Bakıldığında, her şey eksiklikten doğar. İsteklerimiz, hayallerimiz, düşüncelerimiz gibi. Şöyle ki, denizin içindeyken denizi hayal edemeyiz.
Çocuklar içinde aynı şey geçerli. Annenin mükemmellik çabası yani her an çocuğunun yanında olmaya çalışması, çocuğundan önce her şeyi düşünmesi, onun her istediğini yerine getirmeye çalışması hem anne için hem de çocuk için yorucu olmakla birlikte çocuğun gelişimini etkilemektedir. Yeterince iyi annelik, çocuğun bireyselleşmesinin temelidir.
Annenin yeterince iyi olması, çocuğun yeterli ve tutarlı bir yoksunluk yaşamasıdır.
Bu yoksunluk çocuğun hayal gücünü ve yaratıcılığını daha çok geliştirecektir. Ayrıca çocuklar beklemeyi, ertelemeyi öğrenerek iç disiplinlerini kontrol etmelerini sağlayacaktır. Hayatta karşılaşabilecekleri sorunlar karşısında hem duygularını yönetebilecek hem de baş etme becerilerini geliştirecektir. Bu da onların zekasını ve kişiliğini geliştirmektedir. Yani mükemmellik, çocuk için geliştirici bir şey değil.
Aynı zamanda çocuk makul bir düzeyde yalnız kaldıkça, çocuğun “tek başına olma” kapasitesi” gelişecektir. Bu daçocuğun bağımlı ilişkiler yerine bağlı olduğu ilişkiler kurmasını yani sağlıklı ilişkiler kurmasını sağlayacaktır.
Hayatta da mükemmellik yoktur. Hayatta eksiklikleriyle yaşanabilir haldedir. Yeterince iyi olmak, ebeveynlere az geliyorsa bu da kişinin temelde yatan yetersizlik duygularıyla ilgili olabilir.