Her ne kadar akrebin sokması tehlikeli ve zehirli olsa da ve böyle bir durumda kendinizi riske atmamanız gerekse de, bu hikayenin derin bir anlamı var.
Kaç kez etrafımızdaki şartların veya diğer insanların doğasının bizim karakterimizi değiştirmesine izin verdik?
Kaç kez biri bizi incittiği veya zarar verdiği için biz de sert ve acımasız biri haline geldik?
Ne kadar güzel olur, tüm dünyanın sizi değiştirme çabalarına rağmen, saf iç dünyanızı ve sevgi dolu insan doğanızı koruyabilmek!
Bu dünyada güzel bir iz bırakın ve dünyadan güzel izler alın.
Aynen hikayedeki gibi.
Bir gün bir gezgin, akıp giden bir nehrin kenarından geçiyordu. Suyun yüzeyinde karaya çıkmaya çalışarak kendini kurtarmaya çabalayan bir akrep gördü, ancak akrep bunu başaramıyordu.
Gezgin, ona yardım etmeye karar verdi ve elini uzattı. Ancak akrep onu soktu.
Gezgin acıyla kıvrandı, ama yine de akrebi kurtarmak için elini tekrar uzattı. Bu sefer de akrep onu soktu. Bu olay birkaç kez tekrarlandı.
O sırada başka bir adam nehri geçerken bu manzarayı gördü. Gezginin akrebi kurtarma çabalarını ve aldığı acı verici sokmaları fark etti. Yanına yaklaşıp sordu:
– Akrep sana her seferinde saldırıyor. Neden ısrarla ona yardım etmeye çalışıyorsun?
Gezgin şöyle cevap verdi:
– Akrebin doğası sokmak, benim doğam ise yardıma ihtiyacı olana yardım etmek. Neden başkalarının doğası benim doğamı değiştirsin ki?